Asimetrik Savaş ve İsrail/HAMAS, ABD/EL-KAİDE, TÜRKİYE/Pkk Örnekleri

       Savaş, her ne kadar istenmese de insanlık tarihinin arzu edilmeyen fakat inkâr edilmeyen bir parçasını oluşturmaktadır. Benim kullanacağım anlam ile savaş, ülkeler veya uluslar arasında gerçekleşen büyük fiziksel boyun eğdirme yöntemlerini ifade etmektedir. Ortalama her yüzyılın sadece 13 yılı barış içinde geçtiğini kimi yorumcular söylemektedir. Özellikle endüstri devrimi ve teknolojinin gelişimi ile savaşın yıkıcı üstünlüğü oldukça açık şekilde belirginleşmiştir. Bu teknolojik ve endüstriyel gelişmeler, özellikle son 200 yıl içinde son derece artmış ve bir zamanların konvansiyonel dediğimiz yerel savaş tabiri farklı boyutlara taşınmıştır.[1] Savaş, kendi için çok kapsamlı bir ayrım içermektedir. Savaşın farklı boyutları ve türleri savaşın yıkıcı gücünü elzem şekilde göstermektedir. Bazı  savaş türlerini kısaca açıklarsak;

Nükleer savaş: Tarihte sadece iki defa kullanılan ve büyük bir yıkım elde eden savaş türüdür. Oldukça güçlü kimyasalların kullanıldığı ve günümüzde tehdit aracı olarak kullanılan bir türdür.2]

Biyolojik savaş: zehirli ve kimyasal maddeler kullanarak, insan,hayvan ve bitki kısacası canlı organizmaları yok eden veya işlevsiz hale getiren bir savaş türüdür.[3]

Din savaşları: Farklı dini görüşlerin, çıkar çatışması yüzünden çıkardıkları ve amacının diğer dini görüşü bastırma veya ortadan kaldırmak için yapılan savaşlardır. Bu savaş türüne örnek olarak, “Haçlı seferleri, Otuz Yıl Savaşları, Çin-Japonya savaşı, Yahudi-Roma savaşı vb..” [4] Birçok savaş türü mevcut olup yukarıda incelemiş olduğumuz savaş türleri sadece bizlere savaşın çok boyutlu bir işleve sahip olduğunu ve kendi içinde farklı varyantlara ayrıldığını göstermektedir. Asli konumuza dönecek olursak Asimetrik savaş nedir ve ne şekilde günümüzde boy göstermektedir bu konuya derinlemesine inceleyelim.

      Asimetrik Savaş

                   Asimetrik savaş kavramına ve asimetrik savaşın ne olduğuna bakmadan önce ilk başta kelime kökeni olarak simetrik ne demek ona bakmamız lazım. Simetrik herhangi bir nokta veya düzlemin diğer düzlem veya noktalara ortak bileşen olarak aynı uzaklıkta gitmesidir. Uluslar arası ilişkiler disiplinine simetri bağlamında bakacak olursak, aynı güç ve yönetim organizasyonu olan iki ülke bir simetriktir. Asimetrik ise herhangi iki noktanın aynı uzaklıktaki noktalara farklı bir düzlem içerisinde gitmesidir. Asimetrik terimine uluslar arası ilişkiler disiplininden bakacak olursak, iki farklı Ülke veya ulusun birbirinden farklı güç kullanım tekeli bulundurması ve herhangi bir ulusun diğer ulustan güçsüz kalma durumudur. Asimetrik savaş ise, çatışan veya birbirine şiddet uygulayan taraflardan birinin diğerinden güçlü bir yapıya ve yaptırım gücüne sahip olmasıdır. Asimetrik savaşta iki farklı grubun asimetrik olmasının belirli sebepleri vardır. Bunlar, halk desteği, medya desteği, silah ve teknolojik üstünlük, savaşan tarafların örgütlenme yapısı gibi belirli farklılıklar iki ayrı grubunda asimetrik bir savaş içinde olduklarını göstermektedir. Asimetrik savaşta, zayıf olan tarafın güçlü olan tarafa herhangi bir şekilde yaptırım uygulaması oldukça zordur. Çünkü konvansiyonel veya gerilla savaşı dediğimiz yöntemi kullanan zayıf tarafa karşı teknolojik birikimi ve yaptırım sağlayacak teçhizatları olan diğer taraf oldukça kolay bir şekilde başarı sağlayacaktır. Bu noktada zayıf olan taraf dış kaynaklı örgüt veya ülkelerden destek alabilir. Fakat bu alınan destek savaşın asimetrik karakterini hiçbir şekilde değiştirmez.[5] Asimetrik savaş, genellikle geçmiş ile bağlantıları olan ve geçmişten itibaren uzun yıllar çözüme yeltenmeyen sorunların bölgesel ve küresel güç dengelerinin dağınıklığıyla yaşamını sürdürür. Asimetrik savaş, antlaşmazlıklar, etnik yapı ve gruplar, din, mezhep veya farklı sebeplerin anlaşmazlıklarından dolayı çıkmaktadır.[6] Bu noktada ele alacağımız örneklerin önceden zuhur etmiş veya etmekte olan belirli sorunlara ve tarihsel gelişimlerine bakmak ele alacağımız konuları daha iyi kavramamıza neden olacaktır.

     Afganistan Savaşı

                   Asimetrik savaş 11 Eylül 2001 tarihinde ikiz kulelere el- kaidenin saldırmasıyla daha çok ön plana çıkmıştır. Amerika Birleşik Devletleri ikiz kulelere saldırıdan sonra El-kaide’ye karşı oldukça büyük operasyonlar başlatmıştır. Operasyonların kurgusu ilk başta uluslar arası medya üzerinden propaganda yaparak başlatılmıştı. Bu propaganda sonucunda, uluslar arası hukuku elinde tutan ve isteklerine göre şekillendiren Amerika Birleşik Devletleri çıkarları doğrultusunda hareket etmiştir. Şu ana kadar asimetrik olan iki olgu karşımıza çıktı Medya ve Uluslar arası hukuk olgusu. Savaş’a değinmeden bu iki olgu zaten aslında bir asimetrik savaşın var olduğunu kanıtlamaktadır. Şimdi El-kaideye karşı yapılan bazı yaptırımlara göz atalım.  Ekim ayının ilk haftası Amerika Birleşik Devletleri Afganistan’a karşı mücadeleye başlamıştır. Nedeni konumuzdan da anlaşılacağı üzere 11 Eylül saldırılarına müsebbibi olan bin ladin’in ve el-kaidenin üst düzey yöneticilerinin yakalanması içindir. Amerika Birleşik devletleri, aynı zamanda Taliban ve Taliban yandaşlarını bastırmak ve Afganistan da iç güvenliği sağlamak amacı gütmüştür.[7] Amerika birleşik devleri ilk olarak Kabil’deki elektrik santrallerinin bulunduğu yere büyük bir hava operasyonu başlatmıştır. Bu operasyonda kullanılan teçhizat ve malzemeler tabikide el-kaide ve Taliban güçlerinin baş edemeyeceği nitelikteydi. Özelikle denizden Afganistan’daki hedeflere fırlatılan seyir ve Tomahawk füzeleri savaşın asimetrik olduğunun bir kanıtıdır.  Hava ve deniz bombardımanından sonra mezarı şerif denilen ilk kara harekâtı başlatıldı. Teknolojik sistemler kullanılarak Taliban ve el-kaide militanlarının hedeflerinin bulunması tekrardan bize asimetrik savaşın bir görüntüsünü göstermektedir. Konvansiyonel savaş başlamış ve bu savaşta kullanılan silahlar önemli derecede Amerika Birleşik devletlerine katkı sağlamıştır. “[8]M16A1, M16A2, M16A3 ve M16A4” gibi silahların kullanılması ve karşı taraftaki El-kaide güçlerinin ise Bin ladin ile özdeşleşmiş kalaşnikof silah kullanması bize tekrardan asimetrik bir savaşın olduğunu göstermektedir. Aslında askeri anlamda birçok farklılık göz önüne alındığında her şey açıkça ortada gözüküyor. Amerika Birleşik devletlerinin sadece medya, teknoloji ve silahlar üzerinde değil, algı operasyonu yapması anlamında da asimetrik bir stratejisi vardı. Afganistan’a saldırının ilk günün de iki tane nakliyat uçalı 37,500 mülteciye erzak yardımı bırakmıştı ve bu durum Amerika Birleşik Devletlerinin her zamanki insani yardım adı altında yanına taraf çekme politikasıydı.[9] Bu politika tabiki de kapitalist sistemin vazgeçilmez unsuru parasal güç ile oluyordu. El-kaidenin, bu yardım veya erzak dağıtma gücünün olmama durumu dâhil asimetrik bir savaşın göstergesidir. Sadece Amerika Birleşik Devletleri, Taliban ve El-Kaide birbirlerine karşı asimetrik savaş sürdürmemekte. Amerikan ve İngiliz birliklerinin destek verdiği Taliban karşıtı aşiret milisleri de Taliban ve El- Kaideye karşı asimetrik savaş yürütmektedir. Çok önemli miktarda dış destek alan bu aşiret milisleri, bir nevi Amerikan ve İngiliz birliklerinin Afganistan’daki uzantısı konumunda yer almaktadır. Bu aşiret milisleri, İngiliz ve Amerikan teknoloji ve teçhizatı ile donatılmış ve bu noktada düzenli ordular olarak savaşım vermektedir.[10] El-Kaide ve Taliban milisleri ise gerilla savaşı ve bombalama eylemleri ile karşılarındaki güçlere tehdit oluşturmaktadır. Gördüğümüz üzere asimetrik savaşta tarafların güçlerinin ve bağlantılarının önemi oldukça etkilidir. Amerika ve İngiliz birliklerinin, Afganistan içindeki bağlantıları Taliban ve El-Kaide açısından oldukça vahim bir zayıflığın göstergesidir.

Koruyucu Hat Operasyonu (2014 İsrail-Gazze Çatışması)

          Asimetrik savaş örneklerinden bir tanesi ise tüm dünyada yankı uyandıran ve orantısız güç kullanımının had safhada olduğu İsrail- Hamas çatışmasıdır. 8 Temmuz 2014 de İsrail’in, Gazze Şeridine başlattığı bu savaş bizlere orantısız güç ve asimetrik savaşın en güncel örneğini sunmaktadır. İsrail’in deniz, hava ve karadan üç kol ile sürdürdüğü bu operasyonda hedef Hamas’ın (İslami Direniş Harekâtı) varlığını bitirmekti. [11]  İsrail, Amerika’nın Afganistan’da yaptığı gibi ilk olarak elektrik santralini bombaladı. Çatışma süresince Hamas, teknolojiden uzak bir şekilde yaptığı silah ve teçhizatlar ile karşılık verirken İsrail kuvvetleri son derece ileri teknoloji askeri teçhizatları ile saldırdı ve teknolojik savunma silahlarıyla kendini korudu. İsrail kuvvetlerinin Gazze üzerinde attığı fosfor ve misket bombaları zaten bize çok basit bir şekilde asimetrik bir savaşın içinde olduklarını gösteriyor. Çatışmada İsrail kuvvetleri, sivil ve İslami Direniş Harekâtı milisleri fark etmeksizin bombalamalarına devam etti. Bu sivil ölümlerine gelen tepkileri ise İsrail’in lobicilik faaliyetleri engelledi. Hamas milisleri ise İsrail’in ileri teknolojisi ile intihar saldırıları ve bireysel silahlanmalar ile karşı çıkmak zorunda kalıyor.[12] Elektriklerin İsrail tarafından kesilmesi, hava ve deniz saldırıları, sivil ölümlerinin medyada duyulmamasını sağlama, uluslar arası hukuk kurallarını göz ardı etmek gibi kriterler, İsrail’e önemli derece kuvvet vermekte ve bu çatışmaların asimetrik bir savaşa dönüşmesini sağlamaktadır. Hamas milislerinin direniş’ine destek veren ülkeler var olsa dahi bu savaşın asimetrik olduğu kanısını değiştiremez.

Türkiye- Pkk Arasındaki Çatışma

          Yazının başında da belirttiğimiz üzere asimetrik olan düzeni, yapısı ve teknolojik üstünlüğü olan kuvvetin kendisinden daha küçük bir organizasyon ile çatışmasıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin asimetrik savaşta güçlü olan tarafta olduğunu günümüzde herkes bilmektedir. Pkk terör örgütü ise Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı gerilla savaşı sürdürmekte ve birbirlerine karşı etkili eylemler yapmaktadır. Gerek asker sayısı gerek ise Ordumuzun kullandığı silah ve teçhizatlar Pkk Terör Örgütüne karşı belli yaptırımlar uygulayabilecek bir seviyede olduğumuzun kanıtıdır. Her ne kadar Ülkemizin Güneydoğusunda, Pkk güçlü bir şekilde yerel destek alsa da ülkenin büyük bir bölümü bu örgüte karşı duruş sergilemektedir. Asimetriksel olarak ilk farklılık medya ve halk desteği ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin üstünlüğünü açıkça ortaya koymaktadır. İkinci asimetriksel orantı ise kullanılan silah ve savunma yöntemi ile belirginleşiyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullandığı teçhizat ve yaptırım gücü yüksek ulaşım araçları Pkk terör örgütünün asimetrik savaşta güçsüz taraf olduğunu göstermektedir.  İstihbarati anlamda her ne kadar zayıf noktalarımız olsa da, Pkk terör örgütüne karşı etkili şekilde karşı koyabilen bir yapı olan Türk Silahlı Kuvvetleri varlığını sürdürmekte ve yaptırımlar uygulamaktadır. Düzenli ordu, Mali kuvvet, Medya ve halk desteği, teknolojik imkânlar ve asker sayısı bakımından, Pkk terör örgütüne karşı önemli derece asimetriklik sağlayan bir güvenlik kuvvetimiz bulunmaktadır. Pkk terör örgütü ise bu düzenli orduya karşı gerilla savaşımı vermekte ve sivil ölümlere neden olmaktadır. Amaç korku ve infial yaratmak olduğundan dolayı, genellikle kanlı saldırılarını az asker bulunan karakollara veya savunmasız koruyuculara karşı yapmaktadır. Genellikle örgütlerin kullandığı bir savaşım olan bu tür biraz önce değindiğim üzere korku yaratmak ve taraf çekmek amaçlıdır. Bu bağlamda Pkk’nın etnik milliyetçi yapısı, Kürt halkını önemli derecede etkilemiş ve büyük bir halk desteği almışlardır. Bu halk desteğini alarak ajitasyon aracı olarak kullanmıştır. Asimetrik savaş kavramında ajitasyon devamlı var olan bir durumdur. Çünkü güçlü olan tarafa karşı konvansiyonel şekilde gerilla savaşımının yanında ajitasyonel bir tavır sergilemek halk desteğini arkasında bulmak demektir.

Sonuç:

          Sonuç olarak ele aldığımız çatışmalarda asimetrik savaşın belirli olguları açıkça gözümüze çarpmaktadır. Asimetrik savaş olgusu yazının başında da belirttiğim üzere 11 Eylül saldırılarından sonra daha kapsamlı şekilde günümüzde algılanmakta. Her ne kadar Amerika-El kaide çatışmalarının veya birbirlerini alt etmelerini gerektirecek şekilde güç kullanımları, asimetrik savaşın günümüzde daha iyi anlamlandırılmasını öngörse de, ele aldığımız İsrail- Hamas veya Türkiye-Pkk arasındaki çatışmaların tarihsel gelişimi bize asimetrik savaşın daha önceki yıllarda var olduğunu göstermektedir. Konumuza Uluslar arası ilişkiler disiplini bağlamında baktığımızdan dolayı ele aldığımız taraflar örgütsel bir yapıya sahip olmakla birlikte, öldürme ve korku verme odaklı olmuştur. Asimetrik savaş, günümüzde siyasalın bir parçası haline gelmiş ve bu noktada hayatımızda önemli yer edinmiştir. Günümüzdeki bu asimetrik savaşım ise iş alanında, patron ve işçi arasındaki sürtüşme veya İktidar partisi ve diğer küçük partiler arasındaki gerilimlerle örtüşebilir. Her ne kadar güç kullanma tekelleri farklı olsa da zayıf olan taraflar genellikle infial yaratacak eylemleri kendisine bir yol haritası olarak seçmesi asimetrik savaşın önemli bir problemi haline geliyor. En genel anlamıyla asimetrik savaş, güçlünün, güçsüz üzerinde bir nevi tatbikat yapması gibi bir durum ortaya çıkarıyor.


[1] Yılmaz, M.Ercan, “Westphalia’dan Günümüze Sava”, uluslar arası ilişkiler akademik dergisi, cilt 4, sayı 14, s.18

[2] İpek, Enes, “Nükleer Gücün Tarihsel Süreçteki Gelişimi”, Deniz Harp Okulu Pusula Dergisi, sayı 74, yıl 2007, s.2

[3] Tunalı, Levent, “Biyolojik savaş”, Bilkent Üniversitesi Sağlık Merkezi, erişim tarihi: 21.04.2015, erişim adresi: http://bilheal.bilkent.edu.tr/aykonu/Ay2003/march03/biyolojiksilahlar.htm,s.1

[4] Coşar, F.Mansur, “Din Savaşları”, Evrim Yayınevi, yıl 2008, s.15

[5] Akın, Ahmet, “Harp Ve Strateji Asimetrik Savaş”, Stratejik analiz merkezi, 2015, s.2

[6]“Asimetrik Savaş Nedir”, 2011, erişim adresi: “ https://asimetriksavaslar.wordpress.com/2011/03/28/asimetrik-etki-nasil-yaratilir/ ”, s.3

[7] Buffaloe, David,  “Defining Asymmetric Warfare”, The Land Warfare Papers, sayı 58, Eylül 2006, s.11-16

[8] “Colt M16”,2013, Erişim adresi: http://www.armietiro.com.tr/HaberDetay.aspx?ID=117 , s.1

[9] Reliefweb, “Rumsfeld on the U.S. humanitarian relief mission to Afghanistan “, yıl 2011,  Erişim adresi : “http://reliefweb.int/report/afghanistan/rumsfeld-us-humanitarian-relief-mission-afghanistan

[10] Al Jazeera, “Kronoloji: Afganistan Savaşı”, erişim adresi “http://www.aljazeera.com.tr/kronoloji/kronoloji-afganistan-savasi”, 18 Ocak 2014, s.2,

[11] Çiçekçi, Ceyhun, “İsrail Ordusu’nun Koruyucu Hat Operasyonu”, Orsam, sayı 64, cilt 6, s.3

[12] A.g.e., Al, Jazeera, erişim adresi, “http://webapps.aljazeera.net/ajt/interactive/gazze_interactive/index.html”

       Savaş, her ne kadar istenmese de insanlık tarihinin arzu edilmeyen fakat inkâr edilmeyen bir parçasını oluşturmaktadır. Benim kullanacağım anlam ile savaş, ülkeler veya uluslar arasında gerçekleşen büyük fiziksel boyun eğdirme yöntemlerini ifade etmektedir. Ortalama her yüzyılın sadece 13 yılı barış içinde geçtiğini kimi yorumcular söylemektedir. Özellikle endüstri devrimi ve teknolojinin gelişimi ile savaşın yıkıcı üstünlüğü oldukça açık şekilde belirginleşmiştir. Bu teknolojik ve endüstriyel gelişmeler, özellikle son 200 yıl içinde son derece artmış ve bir zamanların konvansiyonel dediğimiz yerel savaş tabiri farklı boyutlara taşınmıştır.[1] Savaş, kendi için çok kapsamlı bir ayrım içermektedir. Savaşın farklı boyutları ve türleri savaşın yıkıcı gücünü elzem şekilde göstermektedir. Bazı  savaş türlerini kısaca açıklarsak;

Nükleer savaş: Tarihte sadece iki defa kullanılan ve büyük bir yıkım elde eden savaş türüdür. Oldukça güçlü kimyasalların kullanıldığı ve günümüzde tehdit aracı olarak kullanılan bir türdür.2]

Biyolojik savaş: zehirli ve kimyasal maddeler kullanarak, insan,hayvan ve bitki kısacası canlı organizmaları yok eden veya işlevsiz hale getiren bir savaş türüdür.[3]

Din savaşları: Farklı dini görüşlerin, çıkar çatışması yüzünden çıkardıkları ve amacının diğer dini görüşü bastırma veya ortadan kaldırmak için yapılan savaşlardır. Bu savaş türüne örnek olarak, “Haçlı seferleri, Otuz Yıl Savaşları, Çin-Japonya savaşı, Yahudi-Roma savaşı vb..” [4] Birçok savaş türü mevcut olup yukarıda incelemiş olduğumuz savaş türleri sadece bizlere savaşın çok boyutlu bir işleve sahip olduğunu ve kendi içinde farklı varyantlara ayrıldığını göstermektedir. Asli konumuza dönecek olursak Asimetrik savaş nedir ve ne şekilde günümüzde boy göstermektedir bu konuya derinlemesine inceleyelim.

      Asimetrik Savaş

                   Asimetrik savaş kavramına ve asimetrik savaşın ne olduğuna bakmadan önce ilk başta kelime kökeni olarak simetrik ne demek ona bakmamız lazım. Simetrik herhangi bir nokta veya düzlemin diğer düzlem veya noktalara ortak bileşen olarak aynı uzaklıkta gitmesidir. Uluslar arası ilişkiler disiplinine simetri bağlamında bakacak olursak, aynı güç ve yönetim organizasyonu olan iki ülke bir simetriktir. Asimetrik ise herhangi iki noktanın aynı uzaklıktaki noktalara farklı bir düzlem içerisinde gitmesidir. Asimetrik terimine uluslar arası ilişkiler disiplininden bakacak olursak, iki farklı Ülke veya ulusun birbirinden farklı güç kullanım tekeli bulundurması ve herhangi bir ulusun diğer ulustan güçsüz kalma durumudur. Asimetrik savaş ise, çatışan veya birbirine şiddet uygulayan taraflardan birinin diğerinden güçlü bir yapıya ve yaptırım gücüne sahip olmasıdır. Asimetrik savaşta iki farklı grubun asimetrik olmasının belirli sebepleri vardır. Bunlar, halk desteği, medya desteği, silah ve teknolojik üstünlük, savaşan tarafların örgütlenme yapısı gibi belirli farklılıklar iki ayrı grubunda asimetrik bir savaş içinde olduklarını göstermektedir. Asimetrik savaşta, zayıf olan tarafın güçlü olan tarafa herhangi bir şekilde yaptırım uygulaması oldukça zordur. Çünkü konvansiyonel veya gerilla savaşı dediğimiz yöntemi kullanan zayıf tarafa karşı teknolojik birikimi ve yaptırım sağlayacak teçhizatları olan diğer taraf oldukça kolay bir şekilde başarı sağlayacaktır. Bu noktada zayıf olan taraf dış kaynaklı örgüt veya ülkelerden destek alabilir. Fakat bu alınan destek savaşın asimetrik karakterini hiçbir şekilde değiştirmez.[5] Asimetrik savaş, genellikle geçmiş ile bağlantıları olan ve geçmişten itibaren uzun yıllar çözüme yeltenmeyen sorunların bölgesel ve küresel güç dengelerinin dağınıklığıyla yaşamını sürdürür. Asimetrik savaş, antlaşmazlıklar, etnik yapı ve gruplar, din, mezhep veya farklı sebeplerin anlaşmazlıklarından dolayı çıkmaktadır.[6] Bu noktada ele alacağımız örneklerin önceden zuhur etmiş veya etmekte olan belirli sorunlara ve tarihsel gelişimlerine bakmak ele alacağımız konuları daha iyi kavramamıza neden olacaktır.

     Afganistan Savaşı

                   Asimetrik savaş 11 Eylül 2001 tarihinde ikiz kulelere el- kaidenin saldırmasıyla daha çok ön plana çıkmıştır. Amerika Birleşik Devletleri ikiz kulelere saldırıdan sonra El-kaide’ye karşı oldukça büyük operasyonlar başlatmıştır. Operasyonların kurgusu ilk başta uluslar arası medya üzerinden propaganda yaparak başlatılmıştı. Bu propaganda sonucunda, uluslar arası hukuku elinde tutan ve isteklerine göre şekillendiren Amerika Birleşik Devletleri çıkarları doğrultusunda hareket etmiştir. Şu ana kadar asimetrik olan iki olgu karşımıza çıktı Medya ve Uluslar arası hukuk olgusu. Savaş’a değinmeden bu iki olgu zaten aslında bir asimetrik savaşın var olduğunu kanıtlamaktadır. Şimdi El-kaideye karşı yapılan bazı yaptırımlara göz atalım.  Ekim ayının ilk haftası Amerika Birleşik Devletleri Afganistan’a karşı mücadeleye başlamıştır. Nedeni konumuzdan da anlaşılacağı üzere 11 Eylül saldırılarına müsebbibi olan bin ladin’in ve el-kaidenin üst düzey yöneticilerinin yakalanması içindir. Amerika Birleşik devletleri, aynı zamanda Taliban ve Taliban yandaşlarını bastırmak ve Afganistan da iç güvenliği sağlamak amacı gütmüştür.[7] Amerika birleşik devleri ilk olarak Kabil’deki elektrik santrallerinin bulunduğu yere büyük bir hava operasyonu başlatmıştır. Bu operasyonda kullanılan teçhizat ve malzemeler tabikide el-kaide ve Taliban güçlerinin baş edemeyeceği nitelikteydi. Özelikle denizden Afganistan’daki hedeflere fırlatılan seyir ve Tomahawk füzeleri savaşın asimetrik olduğunun bir kanıtıdır.  Hava ve deniz bombardımanından sonra mezarı şerif denilen ilk kara harekâtı başlatıldı. Teknolojik sistemler kullanılarak Taliban ve el-kaide militanlarının hedeflerinin bulunması tekrardan bize asimetrik savaşın bir görüntüsünü göstermektedir. Konvansiyonel savaş başlamış ve bu savaşta kullanılan silahlar önemli derecede Amerika Birleşik devletlerine katkı sağlamıştır. “[8]M16A1, M16A2, M16A3 ve M16A4” gibi silahların kullanılması ve karşı taraftaki El-kaide güçlerinin ise Bin ladin ile özdeşleşmiş kalaşnikof silah kullanması bize tekrardan asimetrik bir savaşın olduğunu göstermektedir. Aslında askeri anlamda birçok farklılık göz önüne alındığında her şey açıkça ortada gözüküyor. Amerika Birleşik devletlerinin sadece medya, teknoloji ve silahlar üzerinde değil, algı operasyonu yapması anlamında da asimetrik bir stratejisi vardı. Afganistan’a saldırının ilk günün de iki tane nakliyat uçalı 37,500 mülteciye erzak yardımı bırakmıştı ve bu durum Amerika Birleşik Devletlerinin her zamanki insani yardım adı altında yanına taraf çekme politikasıydı.[9] Bu politika tabiki de kapitalist sistemin vazgeçilmez unsuru parasal güç ile oluyordu. El-kaidenin, bu yardım veya erzak dağıtma gücünün olmama durumu dâhil asimetrik bir savaşın göstergesidir. Sadece Amerika Birleşik Devletleri, Taliban ve El-Kaide birbirlerine karşı asimetrik savaş sürdürmemekte. Amerikan ve İngiliz birliklerinin destek verdiği Taliban karşıtı aşiret milisleri de Taliban ve El- Kaideye karşı asimetrik savaş yürütmektedir. Çok önemli miktarda dış destek alan bu aşiret milisleri, bir nevi Amerikan ve İngiliz birliklerinin Afganistan’daki uzantısı konumunda yer almaktadır. Bu aşiret milisleri, İngiliz ve Amerikan teknoloji ve teçhizatı ile donatılmış ve bu noktada düzenli ordular olarak savaşım vermektedir.[10] El-Kaide ve Taliban milisleri ise gerilla savaşı ve bombalama eylemleri ile karşılarındaki güçlere tehdit oluşturmaktadır. Gördüğümüz üzere asimetrik savaşta tarafların güçlerinin ve bağlantılarının önemi oldukça etkilidir. Amerika ve İngiliz birliklerinin, Afganistan içindeki bağlantıları Taliban ve El-Kaide açısından oldukça vahim bir zayıflığın göstergesidir.

Koruyucu Hat Operasyonu (2014 İsrail-Gazze Çatışması)

          Asimetrik savaş örneklerinden bir tanesi ise tüm dünyada yankı uyandıran ve orantısız güç kullanımının had safhada olduğu İsrail- Hamas çatışmasıdır. 8 Temmuz 2014 de İsrail’in, Gazze Şeridine başlattığı bu savaş bizlere orantısız güç ve asimetrik savaşın en güncel örneğini sunmaktadır. İsrail’in deniz, hava ve karadan üç kol ile sürdürdüğü bu operasyonda hedef Hamas’ın (İslami Direniş Harekâtı) varlığını bitirmekti. [11]  İsrail, Amerika’nın Afganistan’da yaptığı gibi ilk olarak elektrik santralini bombaladı. Çatışma süresince Hamas, teknolojiden uzak bir şekilde yaptığı silah ve teçhizatlar ile karşılık verirken İsrail kuvvetleri son derece ileri teknoloji askeri teçhizatları ile saldırdı ve teknolojik savunma silahlarıyla kendini korudu. İsrail kuvvetlerinin Gazze üzerinde attığı fosfor ve misket bombaları zaten bize çok basit bir şekilde asimetrik bir savaşın içinde olduklarını gösteriyor. Çatışmada İsrail kuvvetleri, sivil ve İslami Direniş Harekâtı milisleri fark etmeksizin bombalamalarına devam etti. Bu sivil ölümlerine gelen tepkileri ise İsrail’in lobicilik faaliyetleri engelledi. Hamas milisleri ise İsrail’in ileri teknolojisi ile intihar saldırıları ve bireysel silahlanmalar ile karşı çıkmak zorunda kalıyor.[12] Elektriklerin İsrail tarafından kesilmesi, hava ve deniz saldırıları, sivil ölümlerinin medyada duyulmamasını sağlama, uluslar arası hukuk kurallarını göz ardı etmek gibi kriterler, İsrail’e önemli derece kuvvet vermekte ve bu çatışmaların asimetrik bir savaşa dönüşmesini sağlamaktadır. Hamas milislerinin direniş’ine destek veren ülkeler var olsa dahi bu savaşın asimetrik olduğu kanısını değiştiremez.

Türkiye- Pkk Arasındaki Çatışma

          Yazının başında da belirttiğimiz üzere asimetrik olan düzeni, yapısı ve teknolojik üstünlüğü olan kuvvetin kendisinden daha küçük bir organizasyon ile çatışmasıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin asimetrik savaşta güçlü olan tarafta olduğunu günümüzde herkes bilmektedir. Pkk terör örgütü ise Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı gerilla savaşı sürdürmekte ve birbirlerine karşı etkili eylemler yapmaktadır. Gerek asker sayısı gerek ise Ordumuzun kullandığı silah ve teçhizatlar Pkk Terör Örgütüne karşı belli yaptırımlar uygulayabilecek bir seviyede olduğumuzun kanıtıdır. Her ne kadar Ülkemizin Güneydoğusunda, Pkk güçlü bir şekilde yerel destek alsa da ülkenin büyük bir bölümü bu örgüte karşı duruş sergilemektedir. Asimetriksel olarak ilk farklılık medya ve halk desteği ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin üstünlüğünü açıkça ortaya koymaktadır. İkinci asimetriksel orantı ise kullanılan silah ve savunma yöntemi ile belirginleşiyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullandığı teçhizat ve yaptırım gücü yüksek ulaşım araçları Pkk terör örgütünün asimetrik savaşta güçsüz taraf olduğunu göstermektedir.  İstihbarati anlamda her ne kadar zayıf noktalarımız olsa da, Pkk terör örgütüne karşı etkili şekilde karşı koyabilen bir yapı olan Türk Silahlı Kuvvetleri varlığını sürdürmekte ve yaptırımlar uygulamaktadır. Düzenli ordu, Mali kuvvet, Medya ve halk desteği, teknolojik imkânlar ve asker sayısı bakımından, Pkk terör örgütüne karşı önemli derece asimetriklik sağlayan bir güvenlik kuvvetimiz bulunmaktadır. Pkk terör örgütü ise bu düzenli orduya karşı gerilla savaşımı vermekte ve sivil ölümlere neden olmaktadır. Amaç korku ve infial yaratmak olduğundan dolayı, genellikle kanlı saldırılarını az asker bulunan karakollara veya savunmasız koruyuculara karşı yapmaktadır. Genellikle örgütlerin kullandığı bir savaşım olan bu tür biraz önce değindiğim üzere korku yaratmak ve taraf çekmek amaçlıdır. Bu bağlamda Pkk’nın etnik milliyetçi yapısı, Kürt halkını önemli derecede etkilemiş ve büyük bir halk desteği almışlardır. Bu halk desteğini alarak ajitasyon aracı olarak kullanmıştır. Asimetrik savaş kavramında ajitasyon devamlı var olan bir durumdur. Çünkü güçlü olan tarafa karşı konvansiyonel şekilde gerilla savaşımının yanında ajitasyonel bir tavır sergilemek halk desteğini arkasında bulmak demektir.

Sonuç:

          Sonuç olarak ele aldığımız çatışmalarda asimetrik savaşın belirli olguları açıkça gözümüze çarpmaktadır. Asimetrik savaş olgusu yazının başında da belirttiğim üzere 11 Eylül saldırılarından sonra daha kapsamlı şekilde günümüzde algılanmakta. Her ne kadar Amerika-El kaide çatışmalarının veya birbirlerini alt etmelerini gerektirecek şekilde güç kullanımları, asimetrik savaşın günümüzde daha iyi anlamlandırılmasını öngörse de, ele aldığımız İsrail- Hamas veya Türkiye-Pkk arasındaki çatışmaların tarihsel gelişimi bize asimetrik savaşın daha önceki yıllarda var olduğunu göstermektedir. Konumuza Uluslar arası ilişkiler disiplini bağlamında baktığımızdan dolayı ele aldığımız taraflar örgütsel bir yapıya sahip olmakla birlikte, öldürme ve korku verme odaklı olmuştur. Asimetrik savaş, günümüzde siyasalın bir parçası haline gelmiş ve bu noktada hayatımızda önemli yer edinmiştir. Günümüzdeki bu asimetrik savaşım ise iş alanında, patron ve işçi arasındaki sürtüşme veya İktidar partisi ve diğer küçük partiler arasındaki gerilimlerle örtüşebilir. Her ne kadar güç kullanma tekelleri farklı olsa da zayıf olan taraflar genellikle infial yaratacak eylemleri kendisine bir yol haritası olarak seçmesi asimetrik savaşın önemli bir problemi haline geliyor. En genel anlamıyla asimetrik savaş, güçlünün, güçsüz üzerinde bir nevi tatbikat yapması gibi bir durum ortaya çıkarıyor.


[1] Yılmaz, M.Ercan, “Westphalia’dan Günümüze Sava”, uluslar arası ilişkiler akademik dergisi, cilt 4, sayı 14, s.18

[2] İpek, Enes, “Nükleer Gücün Tarihsel Süreçteki Gelişimi”, Deniz Harp Okulu Pusula Dergisi, sayı 74, yıl 2007, s.2

[3] Tunalı, Levent, “Biyolojik savaş”, Bilkent Üniversitesi Sağlık Merkezi, erişim tarihi: 21.04.2015, erişim adresi: http://bilheal.bilkent.edu.tr/aykonu/Ay2003/march03/biyolojiksilahlar.htm,s.1

[4] Coşar, F.Mansur, “Din Savaşları”, Evrim Yayınevi, yıl 2008, s.15

[5] Akın, Ahmet, “Harp Ve Strateji Asimetrik Savaş”, Stratejik analiz merkezi, 2015, s.2

[6]“Asimetrik Savaş Nedir”, 2011, erişim adresi: “ https://asimetriksavaslar.wordpress.com/2011/03/28/asimetrik-etki-nasil-yaratilir/ ”, s.3

[7] Buffaloe, David,  “Defining Asymmetric Warfare”, The Land Warfare Papers, sayı 58, Eylül 2006, s.11-16

[8] “Colt M16”,2013, Erişim adresi: http://www.armietiro.com.tr/HaberDetay.aspx?ID=117 , s.1

[9] Reliefweb, “Rumsfeld on the U.S. humanitarian relief mission to Afghanistan “, yıl 2011,  Erişim adresi : “http://reliefweb.int/report/afghanistan/rumsfeld-us-humanitarian-relief-mission-afghanistan

[10] Al Jazeera, “Kronoloji: Afganistan Savaşı”, erişim adresi “http://www.aljazeera.com.tr/kronoloji/kronoloji-afganistan-savasi”, 18 Ocak 2014, s.2,

[11] Çiçekçi, Ceyhun, “İsrail Ordusu’nun Koruyucu Hat Operasyonu”, Orsam, sayı 64, cilt 6, s.3

[12] A.g.e., Al, Jazeera, erişim adresi, “http://webapps.aljazeera.net/ajt/interactive/gazze_interactive/index.html”

Yorum bırakın